19 Kasım 2011 Cumartesi

“ANA BUNLAR KİM?”


“ANA BUNLAR KİM?”
Annem elimden tutmuş, çarşıya öyle inmiştik. İlk defa başı kırmız fesli elbisesi yeşilimsi renkte, tıpkı mahalle bekçimiz arif ağaya benzeyen birilerini görünce, çocuksu bir merakla anneme sormuştum “Ana bunlar kim? Niye yüzleri kara?” annem “ sus. Yolda konuşulmaz, ayıp.” Demişti , ama ben o yaşta ayıp’ın ne olduğunu Bilirmiyim? Biraz sonra körü başındayız. Bu sefer, sırayla dizilmiş önlerinde trompet takımı borazan öttüren askerleri görünce hem şaşırmış, hem de ilk defa sesini yakında duyduğum borazanlar, çok hoşuma gitmişti. Azarlanacağımı bile bile “ ana niye söylemiyorsun? Bunlara ne derler?”dedim. “bunlar Fransız gavurunun askeri. Talime gidiyorlar. Babanı bunlar hapsettiler.” Ben yine soruyorum “herkesin babası niye hapiste değil? Niye beni Halep’e götürmüyorsunuz? Babamı görmek istiyorum. Mektuplarında hep beni görmek istiyormuş”. Ben böyle konuştukça,zavallı annem gözyaşlarını tutamıyordu. Ben nede ağladığını bir türlü anlayamıyordum. Benim böyle konuşmama dayanamıyor “baban Fransızlarla döğüştü. Polis İlya’yı vurdu.onun için onlarda onu ayağından vurarak yakaladılar. Bu gavurların hepsi bize düşman. Bu mahalle gavur mahallesi. Ermeniler de,Hıristiyanlarda,fellahlarda bizi sevmezler. Hepsi bize düşman. Yetti mi? Anladın mı?” bütün bunlardan bir şey anlamıyordum. Düşman ne demekti? Hapis edilmek ne anlama geliyordu?. Ermeni ve Hıristiyan,fellah ne demek? Bunları aklım ermeye başladıkça anlayacak ve yorumlayacaktım. Fellahları biraz biliyordum. Fırıncımız usta Haşim için fellah deniliyordu. Bir de halamların oturdukları yakınımızdaki Çağıllık mahallesinde oturuyorlardı. Ayrılık onların Arapça konuşmasından ileri geliyor olmalıydı. O zaman öyle düşünmüştüm. Neden bizim gibi konuşmuyorlar,diye düşünürdüm. Onların çocuklarıyla da konuşmazdık. Hep aşağılarlardı onları. Bunun nedenini sonradan anlayacaktım…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

reklam