19 Kasım 2011 Cumartesi

Babamı isterim -1



“BABAMI İSTERİM”
Fransız’lar babamı alıp hapsettiklerinde iki yaşındaymışım..
Günlerce “babey” diye ağlamışım. Ben babey diye ağladıkça zavallı annemin iki gözü iki çeşme oluyormuş. “babamı isterim” dedikçe, üzerine karabasanlar çöküyormuş. Nasıl basmasın: Rahime ablam 11,Fikriye ablam 4 yaşında bir çocuk..o zaman “Yarabbi ben bu 3 çocukla yapayalnız ne yapacağım? Bizi imdad eyle!..” diye Allaha yalvarır,yakarır içini dökermiş!..
Benim böyle ağlamam komşularında yüreği dayanmaz, tüm çevremiz dertlenir “Allah şu kadına sabır ihsan eylesin. 3 çocukla genç yaşında ortada kaldı. Arafet çavuşu bu kafir Fransızlar sağ komazlar. Tüm gavurlar onun ölüsünü dirisini arayıp duruyorlardı. Kamil ağa kendi ayağıyla gitti ellerine düştü! Kime yanalım? Yaralı olarak “Milis Çukuru”na atılan kapı gibi bir yiğide mi,gözleri kan ağlayan şu kadına mı? Kimseleride yok sayılır. Neneleri Mevreşe kadınlar amcaları Cemil de almasa,tümden perişan olacaklar. Hazıra dağ dayanmaz. Allah kimsenin erkeğini evinden ırak eylemesi!” der ağlarlarmış. 



Uzak,yakın “Geçmiş olsun”’a gelenlerin haddi hesabı yok. Herkesinki kuru bir teselli. Bazı dili uzun takımı “bre kızım,tek başına bu 3 çocukla ne yapacaksın? Herifine neden söz geçiremedin? Kendisinden başka kimse yok muydu? Yıllarca Fransızlarla harbetti bıkmadı mı? Bak ortada kaldınız! Şimdi size kim yardım edecek? Elinizdekilerde biterse,size kim bakacak? Herkes “iki el bir boğaz” için bu zamanda,kimseden kimseye fayda yok. Bakmayın atıp tutanlara. İş başa düşünce kimse kalmaz ortalarda. Anca kendi narınıza kendiniz yanarsınız. Adile kadın böyle söyledi de. Bak şuracığa çiziyorum. Hiç olur mu böyle şey?sen git Belediye kahvesini tek başına bas. Bu akıl karı mı? Keşke kaçsa,onu da yapmamış. Aman Allah’ım kimsenin başına verme” derler,akıl danelik taslarlarmış. Bir,iki derken annem dayanamaz “Bunun tasası size mi düştü? Allah verdiği boğazı aç komaz. Kaderimizde ne varsa onu görürüz. Korkmayın;sizin kapınıza gelmem. Kişime gelince:herkes köşe bucak kaçacak delik ararken,o ,dinimiz için,vatan ve milletimiz için canını vermekten sakınmayan bir Mücahit’dir. Kadın aklınızla siz bunları anlayamazsınız. Hoş anlayamayan zavallılar yalınız siz değilsiniz. Nice ağalar,elin gavurunun kara kanadı altına sığınıp “bunlar eşkıyadır. Koca Fransız’a kafa tutmakta neymiş günü gelince öğrenecekler. Bizim aklımız var. Ne demişler: Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Isıramadığın eli öpüp başının üstüne koyacaksın. Ne var dağa çıkacak. Bakın bize bir şey yaptıkları var mı?” diyen,vatan hainlerini bile geride bıraktınız” der paylarını verirmiş.
Zaman zaman dertlendiğinde anlatırdı bize bunları. Bazen de biz ısrar ederdik anlatması için. Çoğu kez bizi azarlar “ hala bıkmadınız mı? Kaç kere anlatacağım. Yetmedi mi? “der,bizi önlemeye çalışırdı. En çok ben anlatmasını isterdim. Çoğu kez beni kıramaz “peki yalınız başından değil. Birde sözümü kesmek yok. Sözümü keserseniz anlatmam” derdi. Biz,teminat verir,tandır yorganının altına iyice yerleşir,anlatmasını sabırsızlıkla beklerdik. Bazen dalar bizim “hadi anne” dememizi beklerdi. Bazen ağlar, gözyaşlarını bize göstermek istemezdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

reklam